Mevlüt KAYA | Yöremiz Gazetesi Espiye

İzmir oral yapan escortlar Adana oral yapan escortlar Bursa oral yapan escortlar Antalya oral yapan escortlar Kocaeli oral yapan escortlar Mersin oral yapan escortlar Bakırköy oral yapan escortlar Şişli oral yapan escortlar Mecidiyeköy oral yapan escortlar Taksim oral yapan escortlar Beşiktaş oral yapan escortlar Halkalı oral yapan escortlar Şirinevler oral yapan escortlar Beylikdüzü oral yapan escortlar Bahçeşehir oral yapan escortlar Avcılar oral yapan escortlar Avrupa yakası oral yapan escortlar Ataşehir oral yapan escortlar Kadıköy oral yapan escortlar Ümraniye oral yapan escortlar Maltepe oral yapan escortlar Kartal oral yapan escortlar Pendik oral yapan escortlar Tuzla oral yapan escortlar Anadolu yakası oral yapan escortlar

DOLAR: 32.3 TL
EURO: 35.2 TL

"Mevlüt KAYA" Tarafından Eklenen Konular

2 yıl önce

(Geçen haftanın devamı) 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren teknolojik alanda yaşanan hızlı gelişmeler radyoya olan ilgiyi azaltmamıştır. Radyo son bir asırda, başlı başına bir “tutku” haline gelmiştir. Televizyonun yaygınlaşması, pikaplar, gramofonlar, teypler, çok kanallı renkli televizyonlara ve uydu yayınlarına geçiş, bilgisayar ve internetin yaygınlaşması gibi pek çok önemli gelişme, radyoya bağlılığı sonlandıramamıştır. Aksine, 1990’lı yıllarda pek çok radyonun yayın dünyasına katıldığı görülmektedir. 1930’lardan...

2 yıl önce

(Geçen haftanın devamı) 1938 yılında Giresun köylerinde radyonun giderek yaygınlaştığı görülmektedir. Alınyoma ve birkaç köyden sonra artık Ambaralan, Homurlu, Iklıkçı, Tekke ve Yağmurca köylerine de radyo alınmıştı ve halk radyoya büyük ilgi gösteriyordu. Dönemin basınından edindiğimiz ilgili haber şöyledir: “Köyde Radyo Artık köylümüz iyiyi fenayı tefrik edebiliyor. Medeni ihtiyaçlarını duyuyor. Kendisinin hangi yoldan giderek refaha saadete kavuşacağını biliyor. Okul açılan köylerde hemen radyolar...

2 yıl önce

(Geçen haftanın devamı) Radyonun tarihi gelişimi ile Türkiye’de radyoların kurulması ve düzenli yayına başlamasına dair özet bilgiler verdikten sonra, 1930’lardan 1950’li yıllara kadar Giresun’da radyo ile ilgili bazı bilgileri paylaşacağız. Giresun Valiliği’nden Başvekâlet’e gönderilen 31 Ocak 1936 tarihli bir yazıda; Başvekil İnönü’nün Doğu vilayetleri gezisi sürecinde Giresun’a gerçekleştirdiği ziyarette Halkevi toplantısındaki hitabesinde, Giresun halkının ve özellikle köylerinin kahvehane ve oyun yerlerinin kapatılarak...

2 yıl önce

Radyo, insanlık tarihi için önemli bir buluş olarak dünyanın farklı bölgelerindeki birçok bilim adamının katkılarıyla 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl başlarında ortaya çıkmıştır. Bazı kaynaklarda, 1895’te Bologna’da Marconi’nin, bazı kaynaklarda ise Tesla’nın adı, ilk radyo konusunda öne çıkmaktadır (Tuğrul Eryılmaz, “Radyo ve Radyoculuk”, Radyo ve Radyoculuk, İletişim yay., İstanbul 2005, s. 89). Elbette ki ilk zamanlarında bugünkü manada bir radyo yoktur....

2 yıl önce

17 Mart 1938 tarihli Ulus gazetesinde “Fındık Propagandası İçin Bir Film Yapıldı” başlığıyla verilen bir haber de Giresun ve fındık adına önem arz etmektedir. Fındığın tanıtımına ilişkin bir filmin hazırlanmakta olduğunu daha önceki tarihlerde Yeşilgiresun gazetesi “Fındık Filmi” başlığıyla duyurmuştur (Yeşilgiresun, 5 Mart 1938). Ayrıca Yeşilgiresun gazetesi, fındığı ve doğal güzellikleriyle Giresun’un tanıtılması adına bir filmin yapılmasının gerekliliğini de başka...

2 yıl önce

-Geçen haftanın devamı- Muhtemelen burada toprağın ısısının artmış olduğunun veya karın su oranının yüksek olduğunun deneyimlenmişliği aktarılmaktadır. Ek olarak halk takvimine dair bu aktarımlarda; “Ya başım ya beşim: Gücük biri. Fırtına Gücük birinde geldi zaten, daha Gücük başında çıktı bu…” şeklinde bilgi aktarılmıştır (Namık Topal ile yapılan görüşme, 14 Şubat 2021). Yine, Espiye yöresindeki halk anlatılarına göre; Gücük ayının 18. gecesi (miladi...

2 yıl önce

Bu yazıda, Giresun yöresinde halk arasında “eski aylar” veya “kocakarı ayları” gibi adlarla anılan halk takviminde yer alan bazı belirli gün ve gecelere dair anlatıları ele alacağız. Özellikle, halk arasında Karakış (Aralık), Zemheri (Ocak), Gücük (Şubat) aylarında bazı gün ve geceler; aşırı soğukluğu, geleneksel fırtınaları ile bilinmektedir. Bunlar yüzyıllarca deneyimlenmiş, nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşan ancak çoğu unutulmaya yüz tutmuş olan...

2 yıl önce

(Geçen haftanın devamı) Ulaşım ağının yavaş işlediği ve araçlarının kısıtlı olduğu, kilometrelerce ötesiyle iletişimin sınırlı; paranın daha zayıf bir döngüye sahip olduğu geçmiş dönemlerde insanlar daha çok bulundukları havzada ürettiklerini tüketmişlerdir. Birçok köyde demircilerin, ev, serendir ve duvar ustalarının, dereler üzerine kurulan “tez” sisteminin bulunması, bu yerinde üretim ve tüketimin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir köyde, bir derenin üzerinde “tez”...

2 yıl önce

“Tez” sözcüğü, Farsça “tiz/tîz” sözcüğünden Türkçeye geçmiş olup, genel olarak “keskin, sert, sivri, çabuk, dönen, kaçan” gibi anlamlara gelmektedir (Akademik anlamdaki Batı kökenli “tez” sözcüğünün etimolojisi farklı olduğu için konumuzun dışındadır. Ayrıca, “tez” sözcüğünün sadece konumuzla ilgili karşılıklarını burada ele alıyoruz; Anadolu’nun çeşitli yörelerindeki onlarca yerel karşılığını konu bütünlüğünün bozulmaması adına aktarmıyoruz). Tuğlacı’nın hazırladığı sözlükte: “Tez: çabuk”; “tiz: ince, keskin (ses)”,...

2 yıl önce

(Geçen haftanın devamı) Giresun yöresinde “rızık ve nasip” üzerine anlatıla gelen iki hikâyeyi bu yazıda nakledeceğiz. Dereli yöresinden derlediğimiz bu iki hikâye, insanın nasibinin, rızkının bir şekilde kendisini gelip bulacağı mesajını vermektedir. Ancak bu hikâyelerdeki kazanımlar, alınteri ile elde edilenlerin dışında olduğu gibi, çok kazanç için çalışmanın şart olmadığı düşüncesinin hâsıl olmasına da kapı aralamaktadır. Hikâyelerden ilki “Veresi Oldu mu Allah...

Sonraki Sayfa »
Yukarı Çık