Azrail(as), sanırım, bizim ülkede koşuşturmaktan yorulmuş olmalı! Niye ki demeyin, ölümün bu kadar çok teşvik edildiği başka ülke var mı bilmiyorum ! Ölüme, içtenlikle, “buyur içeri gir” diyen, ölümden korkmayan! insanların yaşadığı başka bir diyar var mı, bilmiyorum…

Ölüme teşvik hallerimiz öylesine çok ki! Mesela, mısır şurubundan yapılan şeker ölüm şerbeti içmek demektir, diyoruz. Ama, mısır şurubu ithal etmeye, şeker pancarı üretimine köstek olmaya devam ediyoruz. Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO’lu gıdalar) ölümün kardeşidir, diyoruz. Ama bu gıdaların tohumlarını ekip dikmeye, biçmeye devam ediyoruz! Ekmek ununun, hamurunun, mayasının içine katılan maddeler azraili sofraya davet etmektir, diyoruz. Ama, fırın fareleriyle işbirliği yapıyoruz! Bağda, bahçede, tarlada kullanılan zirai’kimyasallar intihar etmek için insana yeter, diyoruz. Ama, her köşe başında zirai ilaç satan işyerlerinin aslında ölüm pazarladıklarını görmüyoruz! Daha bunlar ne ki! Mesela, hafriyat kamyonları cadde ve sokaklarda insanları ham yapıyor, diyoruz. Ama, onların canavarlığını seyrediyoruz! Araç kullanırken hız yapma, gaza basma, sürat felakettir diyoruz. Ama trafiğe çıkan araçların hızını bir türlü sabitleyemiyoruz. İçki içmek, alkollü iken araç kullanmak ölümle dans etmektir, diyoruz. Ama, içki üretim ve tüketiminde rekorlar kırıyoruz. Ruhsatsız silah satışı kâtillerin sayısını artırdı, diyoruz. Ama, bunu önleyecek hiçbir şey yapmıyoruz. Ruh ve akıl sağlığı bozuk insanlar azrailin yardımcılarıdır diyoruz, Allah’a emanet yaşamaya devam ediyoruz. Her gün iş kazalarında bilmem kaç kişi can veriyor diyoruz. Ama, yetkisiz, yeteneksiz, liyakatsız adamlarımızı ustabaşı yapıp tabut üretiminde rakip tanımıyoruz! Hülasa, eceli rahat bırakmamak için elimizden geleni yapan bir millet olduk çıktık!

“Kendinizi, bile bile tehlikeye atmayın” diyen Allah’ın uyarısını dinlemek, anlamak yerine, atalarımızın; “atın ölümü arpadan olsun” “serçeden korkan darı ekmez” “tehlike, tehlikesiz yenilmez” “ölmüş koyun kurttan korkmaz” “korkunun ecele faydası yoktur” vb sözlerine itibar etmeye devam ediyoruz, vesselam…