MHP’de kongre kararıyla ilgili son duruşma dün yapıldı ve sonuçlardı. Pek çoklarınız gibi ben de karanın muhaliflerin aleyhine çıkacağını tahmin ediyordum.

Çünkü?

Çünkü Türkiye’deki fiili gerçeklik açık ve net. Halk söylemi ile “görünen köy kılavuz istemez” günlerindeyiz. Ayrıca bunun böyle olacağının bir göstergesi de, şu an, şu saat hep birlikte içinde yaşadığımız siyasal gerçeklikten belli değil mi?

İşte bakın..

Türkiye’nin ana Muhalefet partisinin Genel Başkanı elinde pankartla kaç gündür yollar düşmüş yürüyor..

Ne istiyor?

“Adalet!”

MHP’nin muhalif kanadı da onun peşinde.. Onlar da mevcut durumdan şikâyetçi.

Adalet istiyorlar.

Peki, ne olacak şimdi?

700 delegenin “kurultay toplansın” diyerek imza verdiği kongre artık toplanamayacaksa ne olacak?

Hiç..

Eskiler hatırlar. 12 Eylül darbe döneminden sonra güzel bir gazetemiz vardı. Adı: Yeni düşünce! İşte o olacak. Yeni düşünceler ortaya çıkacak ve Tarihin hepimizi sürüklediği yerde kurultay toplanacak. Demir dağları eriten Türk, yeniden silkinip dirilecek.

Olacağı bu.

Gelinen noktada, kongre yoluyla mağlup edilemeyen muhalefetin, birlik ve beraberliğini bozmadan ve bencilliğe düşmeden akılcı siyaset üretmeleri gerekecektir.

Tarih önlerine müthiş bir fırsatlar koymaya devam ediyor. Bundan önce önlerine toplumsal kitle koydu.  Öyle ki kitlenin siyasal bağlılığını referandumla da test etti ve doğruladı. Herkes gördü ve bildi ki, MHP’deki muhalifler, siyasal çoğunluk seviyesine ulaşmış, geniş halk kitlelerin tarafından kabul görmüştür.

Öyle ise?

Yol bellidir.

Bu kabul alanını, bu hazır tabanı, olduğu gibi siyasal objeye/siyasal nesneye /kuruma dönüştürmek kaçınılmazdır.

Çözüm budur.

Şu anda kazandık sananlar; aslında, şimdi, tam da şu mahkeme kararından sonra kayıp etmişlerdir.

Niye?

Çünkü bu bölünme, MHP seçkinlerinin, AKP iktidarı üzerinden bir dışlaştırma çabasının sonucunda, geniş bir tabanın merkez tarafından itilmesiyle oluşmuştur.  Başka bir ifade ile siyasal merkez, taşrasıyla (pek çok il, ilçe başkanı ve delege kadrosuyla) birlikte etkin çoğunluğu ezerek, aşağılayarak dışlamıştır.  Genel merkez, bilinçli ya da bilinçsiz kendi muhalefetini inşa etmiştir. Bu ne demektir biliyor musunuz? “Ey benim iç muhalefetim. Sizi birbirinize eklemliyorum. Birbirinizle bütünleştiriyorum ve topluca kovuyorum” demektir.

İşte sana hazır kitle.

Kaderde ortak.

Tasada ortak.

İşte, fikirde ve dilde ortak..

Eee?

Daha ne istiyorsunuz?

Kur çadırı, topla herkesi.. İnsanlar çağrıya hazır zaten…

Öyle, MHP’den kopan BBP gibi değil bu..

AP’den kopan Bozbeyli’nin DP’si gibi de değil..

Veya CHP’den kopan Emine Ülker Tarhan’nınki gibi de değil.

Bildiğin seçmen garantili hazır, donanımlı, referandumla testten geçmiş kitle.. Her şey tamam bir ustabaşına ihtiyaç var. Toparlayıp ad koyacak. Hepsi bu kadar.. İlk seçimde işlem tamam.

Kaynak: MHP’li muhalif dönemi bitti mi? – Ahmet GÜRSOY