Mahcup olma, etme hastalığıdır, zan. En çok da siyasetçiler acı çeker bu hastalıktan. İşte size son örnek, Prof.Dr.Mehmet Bekaroğlu, chp’nin Fazilet partisi, Refah partisi, Has parti çizgisinden transferi, tıp profesörü, psikiyatrist akademisyen, insan hakları savunucu, siyasetçi, milletin vekili…

Geçen hafta mahcup etme hastalığının pençesine düşen vekilimiz Bekaroğlu; başbakan yardımcısı sayın Mehmet Şimşek’in, Almanya Maliye Bakanı ile çekilmiş bir fotoğrafını paylaşıyor sosyal medya hesabında. Fotoğrafa ilk bakışta Alman bakan bir sandalyede oturuyor, Türk bakan önünde eğiliyor gibi görünüyor.…Sayın Bekaroğlu, bu fotoğrafı “ Maliye bakanları, biri Alman, biri Türk. Ecevit’in hasta haliyle ABD Başbakanı ile resmini yıllardır diline dolayanlara…” diye yorumlayıp siyasi rakiplerine göndermede bulunuyor güya…Yani, Türk bakanın Alman bakan önünde eğildiğini imâ ediyor…Oysa, sayın Bekaroğlu, fotoğraf üzerinden eleştiri yaparken bir şey unutmuş, görmemişti, o da Alman bakanın engelli tekerli sandalye kullandığı…Türk bakan sayın Mehmet Şimşek’in yaptığının ise tamamen insani bir jestten ibaret… Bekaroğlu, elbette yaptığı hatayı uyarılar üzerine gördü, özür dileyerek bu haksız, zan ve ima dolupaylaşımını kaldırdı.

Sayın Bekaroğlu, İslâmi hassasiyetleri olan bir çizgiden geliyor. Bir mü’min, bir akademisyen psikiyatrist, insan haklarından sorumlu olmasına rağmen, kendisininde çok iyi bildiği, farkında olduğu, insanı yaralayan bir davranış olduğu için Allah’ın kaçının dediği“zan” hastalığına yakalanıyor bir an…Niçin? Siyaset uğruna, rakiplerini mahcup etme, küçümseme, laf sokma uğruna…Kendisi, mutlaka, Hucurat Sûresi6.âyetini belki yüzlerce kez okumuştur; “Ey iman edenler, eğer fasıklardan biri size bir haber getirirse onu araştırın, yoksa cehaletiniz yüzünden bir kavme kötülükte bulunursunuz da yaptığınızdan pişman olursunuz” Ayetin dediği gibi. sayın vekilimiz mahcup etmek isterken kendisi mahcup oluyor…

Aynı surenin 12.ayeti “ Ey iman edenler, zannın birçoğundan sakının, zira zannın bazıları günahtır” Neden? Çünkü, zan hastalığı bazı riskleri barındırıyor, yukarıda örneğinde olduğu gibi en azından başkaları nezdinde mahcup olmamıza sebep oluyor. Bunun dışında; açık arama, küçümseme, alay etme, yalan bir iddiada bulunma, daha ilerisi iftira, daha da ilerisi fitneye sebep olma, intikam gibi riskleri taşır. Hepsinden de Allah korusun!

Kusurları araştırmamak, muhatabın yüzüne vurmamak ve hatta örtmek mümkün iken, diken batırmak duygulu insanın tavrı değildir. En güzeli, muhabbetlisi de, eleştirirken bile tebessüm edebilmek, kalbe dokunabilmek, letafetle yaklaşmak, kusurları hediye paketi gibi sunabilmek…