Vatandaşın acılı günlerinde yanında olmak; İnsanlık, Müslümanlık, dostluk, komşuluk, akrabalık görevlerindendir.

Bir felaket, kaza, hastalık ve ölüm halleri ve neticesi, insanımızın en acılı anlarıdır.

Vatandaşın acılı anlarında yanında bulunmak, onların acılarını unutturup teselli ettiği gibi unutulmaz izler de bırakır. Sevgi, saygı ve muhabbete vesile olur.

***

Kaza ve hastalık anlarında geçmiş olsun ziyaretleri, ölüm hallerinde, cenaze definlerinde öncesinde ve sonrasında taziye ziyaretleri; dostların, komşuların, akrabaların güzel hasletlerindendir.

***

Günümüzde çoğu belediyelerimizin takdir-e şayan ücretsiz cenaze defin hizmetleri verdiği görülmektedir.

Öyle belediyeler var ki; cenazeleri vefat edilen yerden alıp yakınları eşliğinde yıkayıp kefenliyor… Kendi personeli din görevlileri eliyle camide namazının kılınmasından sonra kabristanlığa götürülüp defnediliyor.
Belediyeler verdikleri bu hizmet karşılığında cenaze yakınlarından herhangi bir ücret almadıkları gibi görevlilere verilecek bahşişi dahi rüşvet sayıyorlar.

 ***

 Din görevlilerinin cenaze definlerinde ve kur’an okumalarında ücret alması!..

Belediyeler cenaze defin hizmetlerini ücretsiz yaparlarken, müftülükler (din görevlileri) bu hizmetleri ücretsiz yapamazlar mı?

Belediyelerin bu hizmetleri ne kadar takdir ediliyor ve vatandaşı memnun ediyorsa, maalesef din görevlilerinin cenaze yıkama ve defin işlemlerinden, kabir üzerinde veya bilahare evlerde kur’an okumalarından ücret almaları da bir o kadar eleştiriliyor ve cenaze yakınlarını rencide ediyor.

Belki de günümüzde imam-cemaat arasında olması gereken ve arzu edilen muhabbet ve gönül bağının oluşmamasında önemli sebeplerden biri de bu cenaze hizmetlerinin ücretli olmasıdır, denilebilir.

***

Din görevlilerinin verdiği cenaze hizmetleri eleştirilmiyor, bu hizmetin ücretli yapılmış olması eleştiriliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı müftülükler eliyle bu uygulamaya müdahale etmelidir.

Din görevlilerine bu hizmetleri karşılığı bir ücret ödenmesi gerekecekse, bu ücret cenaze yakınlarından alınmamalı, vakıflar veya başka kaynaklardan karşılanmalıdır.

Mesela cenaze yakınlarından herhangi bir ücret alınmayıp da cenaze masrafları Diyanet Vakfı tarafından karşılansa, cenaze yakınları din görevlilerine vereceği ücretten belki çok daha fazlasını vakfa bağış olarak ödeyecektir.

Din görevlilerinin aldığı ücret, vatandaş ile görevlileri arasına mesafe koyarken, vakfa yapılacak bağış sevgi ve muhabbet bağlarını kuvvetlendirecektir.

***

Cemaat, din görevlisini sevmiyor/sevemiyorsa; o görevliden cemaatin istifade etmesi mümkün değildir.  Görevlinin ilmî birikimi ve sıfatı ne olursa olsun.

“(Ey Muhammed!) De ki: “Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim.” (Sâd, 86)